22 Nisan 2012 Pazar

Türk Kahvesi (Özge)


               Herkese Günaydın;
               Bugün sizlerle her içimin ayrı bir şölen havasında geçtiği türk kahvemizin tarihçesini , kendi tecrübelerimi ve uluslararası bir kahve uzmanından öğrendiğim püf noktaları paylaşmak istedim...
Türk kahvesi, Türkler tarafından keşfedilen kahve hazırlama ve pişirme metodunun adıdır. Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür.
              1517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı. İlk olarak Tahtakale'de açılan ve tüm şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurdu.
Saray mutfağında ve evlerde yerini alan kahve, çok miktarda tüketilmeye başlandı. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram ediliyordu. Kısa sürede, gerek İstanbul'a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa'yı oradan da tüm dünyayı sardı.
                Türklerle özdeşleşen kahve, kültürümüze o kadar yerleşmiş ki sabah kahvesinden önce yenilen altlık mahiyetindeki yemeğe "kahve altı" denilmiş. Zamanla kahvaltı olarak söylenilen, günün en önemli yemeğinin adı da buradan gelmekte.
               
                Benim annem kahve yapmayı bilmez (ya da yapmamak için bilmemezlikten gelir:))
Kendimi bildim bileli bizim evde kahveleri ben yaparım hatta gittiğim evlerde de:) Dolayısıyla kahve yapmanın inceliklerini öğrenmek zorunda kaldım bir nevi:)
                Öncelikle kahve buz gibi suyla yapılmalı, buzdolabında soğuttuğunuz suyla yaparsanız kahveniz kesinlikle daha lezzetli olacaktır.İkinci olarak çok kısık ateşte uzun süre pişmeli ve köpüklü olması isteniyorsa ince uzun bir cezvede pişirilmelidir.Yayvan bir cezvede pişirilen kahvenin köpüğü dağılır ve size fincana koyacak köpük kalmaz.Ayrıca, kahve pişirilirken önce su sonra şeker en son da kahve konulmalı ve kesinlikle karıştırılmamalıdır.
                Kahve servis edilirken yanında mutlaka su bulunmalı ve fincanın kulpu ikram ettiğiniz kişinin rahatça kavrayabileceği şekilde konumlandırılmalıdır. Örneğin, kahve ikram ettiğiniz kişinin sağ elini kullandığını düşünürsek, tepsi ile kahveyi sunarken kahvenin kulpu size göre sol tarafta olmalıdır.Son olarak, eğer kahve içildikten sonra fal bakılacaksa kahvenin en azından orta şekerli olmasında fayda var:)
                Ağız tadınızın hiç bozulmaması dileğiyle...
                                     
             




2 yorum:

  1. merhaba ,bayılırım kahveye tarıhçesini okuduktan sonra bambaşka yudumlıyacagım kahvemi teşekkürler paylaşımınız için sevgiler.....

    YanıtlaSil
  2. Bak şimdi canım çekti. Öyle olması gerektiğini annemden öğrenerek senin şimdi yazdıklarını hep uygulamıştım zaten. Sadece cezve konusunu bilmiyordum. Evde ne cezve varsa onu kullanıyoruz mecburen:) Bir de suyu soğuk kullanırım zaten de, buzdolabı soğuğunu mutlaka uygulayacağım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız benim için çok değerli...