21 Eylül 2013 Cumartesi

YENİ BLOĞUMA BEKLİYORUM...

BU BLOĞUMDA KARŞILAŞTIĞIM VE ÇÖZÜMÜ OLMAYAN TEKNİK BİR SORUNDAN DOLAYI YAZILARIMA YENİ BLOĞUMDA DEVAM EDECEĞİM, HEPİNİZİ BEKLİYORUM :)

http://benimhobimm.blogspot.com/

Ekmeklikten => Hobi Dolabına :)

Bir geri dönüşüm projesiyle daha karşınızdayım :) Eskiden ekmeklik olarak kullandığımız ancak mutfak dolapları yenilenince bir kenara atılan bu ekmekliğe hobi malzemelerimi koymak için ben talip oldum:)  
Ama doğruyu söylemek gerekirse bu sefer çok özenmedim. Nedenlerine gelince:
1- Aldığım boyayı hem renk hem de yapı olarak hiç beğenmedim. Üstüne damlatılan renk sarı-krem arası bir renkti ama açınca bembeyaz çıktı :( (Polisan -parlak-)
2- Bu dolabı en fazla 1-1.5 sene kullanırım muhtemelen, eee evlilik yaşım geldi artık :)
3- Puantiyeler için sünger fırça kullandım ama hiç tavsiye etmem, 3-4 defa üstünden geçmem gerekti ve yine de güzel olmadı. 
Bu nedenlerle içimdeki boyama aşkını aldı götürdü bu dolap :)




Aldığım renk odama hiç uygun olmadığı için evde bir kenarda duran su bazlı sütlü kahve boyayla üzerinden geçtim, beyaz kalan yerlere de sütlü kahve pembe puantiyeler yaptım. Bu arada ilk fotoğrafı çekerken yoga matımı kaldırmayı unutmuşum kusura bakmayın :)

Çok puantiye puantiye olmasın diye yanları beyaza boyadıktan sonra kağıt bant yapıştırıp sütlü kahveye boyadım.

Bu tarafı hiç görünmeyeceği için ve de pazartesi günü işe başlayacağım için artık bitirmem gerekiyordu bu yüzden hiç özenmedim zaten söze gerek yok belli oluyor :)


19 Eylül 2013 Perşembe

İğne Aramaya Son!

Dikiş dikme işinde yeni olduğum için bir türlü düzene giremedim. Dikiş dikerken vaktimin çoğu malzeme, çoğunlukla da iğne aramakla geçiyor. Buna bir son vermek için 3 ayrı iğnelik yaptım :)


Dikdörtgen yastık şeklinde olan makineye bağlanacak ve sık kullandığım dikiş iğnelerini ona koyacağım. Albüm şeklinde olana ise kullanım dışı (paketten fazla çıkan iğneleri) olanları koyacağım.
Böylece artık iğne aramak zorunda kalmayacağım :)
Daha çok kışın dikiş diktiğim için kumaş olarak polar kullandım, görüntüsü bile benim içimi ısıtıyor :)

16 Eylül 2013 Pazartesi

Çekiliş varrr!

Yasemin Uzunoğlu'nun harika kumaş çekilişine siz de katılmak isterseniz bir tık yeter :)


15 Eylül 2013 Pazar

Renkli Anahtarlar!!


Ne kadar çirkinler değil mi?
Ben de böyle düşündüğümden ojeyle boyamaya karar verdim :)


     Fena olmamışlar sanki ;)


    Bunlar da boya malzemelerim :)

7 Eylül 2013 Cumartesi

Örgü Bileklikler...

Kardeşimin bilekliğinde gördüğüm birleştirme biçimi ilgimi çekti ve hiç durur muyum hemen denedim :)



Çok kolay ve kullanışlı bir birleştirme biçimi: İki ucu üst üste getirip ortaya bir ip bağlıyorsunuz ve uçları düğümlüyosunuz.



Bileğinize geçirdiğinizde de alttaki resimdeki gibi birleştiriyorsunuz.  




4 Eylül 2013 Çarşamba

Eski Saate Yeni Kordon


Bu saati yıllaaarrrr önce bir arkadaşım hediye etmişti. Kendisi parlak simli bir mavi olduğundan kullanamıyordum. 



Ben de kordonunu kestim ve mumlu ipten yeni bir kordon ördüm...








Bu örgü biçimini bir çoğunuz biliyorsunuzdur ama bilmeyenler için bu tatlı kız çok güzel anlatmış...:)
Örme bileklik yapımı...

31 Ağustos 2013 Cumartesi

Kiremitte Köfte


Herkese günaydınlar...
Sınavlar, mülakatlar... derken bloğumun örümcek bağlamış olduğunu fark ettim :) Bu biraz daha böyle sürecek, ben de bu arada uzuun yıllardır yaptığım ama tarifini henüz paylaşmadığım kiremitte köfte tarifini vereyim :)



Malzemeler:

Köftesi için:
500gr. kıyma
3 dilim bayat ekmek içi
Yarım demet maydanoz
Tuz, karabiber, kimyon (yaklaşık 2 silme çay kaşığı kadar)

Diğer malzemeler:
3-4 adet sivri biber
2 adet domates
1 yemek kaşığı salça
Yarım çay bardağı sıvıyağ
Kaşar peyniri

Yapılışı:

Köfteyi yapmak için tüm malzemeleri karıştırıp yoğurun.
Büyük toprak kaba köfteleri dizin. Sivri biberi küçük küçük, domatesleri de küp küp doğrayarak, kaba eşit şekilde dağıtın.
Üzerine salçalı su hazırlayın.(Su, 1 yemek kaşığı salça, sıvıyağ ve az miktarda tuz)
200'C fırında 35-40 dk pişirin. Fırından almaya 5 dk. kala üzerine dilediğiniz miktarda kaşar peyniri rendesi serpin.

Hem çok kolay hem de lezzetli bir tarif... Afiyet Olsun...

28 Mayıs 2013 Salı

Dibek Kahvesi

Herkese günaydınlar...
Masumların ölmediği, bombaların patlamadığı, insanların etnik kökeni, dili, dini, ırkı...vs. yüzünden ayrımcılığa uğramadığı bir dünya dileyerek başlıyorum (her sabah gibi) bu sabaha da ve Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözünün bir an önce hayata geçmesini diliyorum...
İyiliklerin değerinin anlaşılmaması pahasına kötülüklerden arınmış bir dünya diliyorum...
Sağlık, mutluluk, huzur ve bolluk diliyorum kalbi temiz olan herkese...
Ve yazıma geçiyorum...:)

Geçen hafta arkadaşımla beraber gittiğim Hamamönü'nde nefis Dibek Kahvesiyle tanışma fırsafı buldum. Klasik Türk Kahvesinden çok daha yumuşak içimli bir kahve kendileri.
İnternette biraz araştırınca nasıl yapıldığına dair bir yazı buldum ve sizlerle paylaşmak istedim.

"Dibek kahvesi aslında bir kahve pişirme şekli değil, kahve öğütme yöntemi. Kavrulan kahve yuvarlak, içi çukur taş ya da tahtadan yapılan bir anlamda havana benzeyen büyük kaplara konur ve bir tokmakla ince hale gelene kadar ezilirdi. Buradan elde edilen kahve Türk kahvesi pişirir gibi pişirilirdi. Bu yöntemle öğütülen kahve koyu kıvamlı olur ve Dibek kahvesi adını alırdı. Bu yöntemle kahve öğütülmesi 1800’lü yılların ilk yarısına kadar devam etti ancak 1827’de tüfenkçi ustalarından Selim’in kahve değirmenini icat etmesi sonucunda dibek kahvesi ortadan kalktı. Bu şekilde kahve elde etmek zahmetli ve vakit alıcı olduğu için evde yapılamayan kahve öğütülme işlemi, değirmenlerin yaygınlaşması ile evlere girdi.
Aslında dibek kahvesi yapmak için kullanılan dibeklerin tarihçesi çok eski. Doğaldır ki, daha önceden bu dibekler kahve değil de tahıl öğütmek için kullanılıyormuş. Türkiye’de çeşitli arkeolojik kazı alanlarlarında bulunan dibeklere, Başkale yakınlarında bulunan Tilki tepe ya da Sipka Antik Şehri buluntuları örnek. Dibek kahvesi günümüzde çok sınırlı yapılmakta. Bunun da sebebi kolayca tahmin edileceği gibi zahmetli olması."

Ankara'da Hamamönü'ne yolunuz düşerse denemenizi şiddetle tavsiye ederim...


9 Mayıs 2013 Perşembe

Pantolon Paçası Yapalım Mı? :)

Pantolonların paça boyunu ve belini terzide yaptırmak benim için hep eziyet olmuştur. Hem terziye gitmeye üşenirim, hem orada giyinmeye üşenirim hem de verdiğim paraya acırım :) Hal böyle olunca ben bu işi yaparım dedim ve kolları sıvadım. Kendime aldığım mint yeşili ve yavru ağzı pantolonların bel ve paçalarını başarıyla tamamladığımı gören annem, yeni aldığı pantolonunu benim şefkatli ellerime bıraktı :) Ben de benim gibi acemiler için yapım aşamalarını paylaşmak istedim. Haydi kızlar tasarrufa diyerek başlıyorum :)

Not: Pantolonlar kot değil kanvas türü dolayısıyla orijinal paça yapma gereği duymadım. Kot için orijinal paça yapmak isteyenler burdan buyrun :)

Öncelikle paça dikişlerini söküyoruz.

                                     
Paçanın tamamen açılmış hali :
                                       
                                   
Uygun bir pay bırakacak şekilde kesiyoruz(2 defa içe katlanması lazım )
           
Kesilmiş hali :

İğne, boyun geleceği yeri gösteriyor.

Paçanın uç kısmına sürfile yapıyoruz.

İçe doğru iki defa katlayıp dikiyoruz. Hepsi bu kadar :)
 

Bel daraltmak için ise;

Daraltmak istediğimiz miktarı ölçüyoruz, bu miktarın yarısını hesaplıyoruz ve belin her iki tarafından (daraltmak istediğimiz miktarın dörtte biri kadar içeri girerek) dikiyoruz.

Dıştan duruşu:


11 Nisan 2013 Perşembe

Kolay Panço Yapımı


Yabancı sitelerden birinde gördüğüm bu pançoya bayıldım gerçekten... Sonbahara doğru ben de bir tane yapacağım kesinlikle :)

DIY Studded Cape 020

DIY Studded Cape 021

DIY Studded Cape 022

DIY Studded Cape 029

DIY Studded Cape 023

DIY Studded Cape 025



 DIY Studded Cape 028

DIY Studded Cape 019


Kaynak



1 Nisan 2013 Pazartesi

Turkuaz...

Ve bu da "sosyete pazarı kolyesi"nin turkuaz versiyonu...
Boncuklardan artınca bilekliğini de yapmıştım :)